top of page

Her Açılan Yara Gözükmez...

Her açılan yara gözükmez…

Elin kanar, dizin kanar. Canın acır.

Bazen iz de kalır. Ona baktıkça için burulur… Keşke olmasaydı dersin. Kim bilir belki yara izine bakıp gülüp geçenlerdensin…

Belki bir gün karşı karşıya geliriz seninle. “Sakıncası yoksa…” diye cümleme başlayıp sorabilirim sana “Nasıl oldu?” diye. Bana bu yaran ile ilgili başından geçen o eşsiz hikayeni de anlatabilirsin. Tecrübe de diyebilirsin. Yakıştığını, seni sen yapan bir iz olduğuna da inanabilirsin.

Peki ya gözümün görmediği ama senin içinde ruhunun en derinliklerinde bir yerde açılmış olan ve belki de hala açık olan yaraların…

Gülüşlerinin yarım kalmasına, gülen gözlerinin içindeki ışığın sönmesine neden olan yaraların

Geçmişinin içindeki sessiz çığlıkları şimdi birer fısıltıya dönüştüyse eğer, öğrenilmiş çaresizlik içindeki kendine olan kızgınlığın katmerlenmişse ve sen bunu görmezden gelerek geçer diye beklediysen… Geçmiş olsun. Benim gözümün görmediği ama senin içinin çok iyi bildiği yaran hala kanıyor demektir.

Hadi gel konuşalım birlikte.

Gel bana:

  • En büyük korkularını

  • En büyük yalanlarını

  • Kırdığın kalpleri

  • Kırılan kalbini

  • Sevdiğinin belki de en kıymetlinin seni zehirleyen sözlerini

  • İstemeden veya isteyerek çevrende oluşturduğun düşmanlarını

  • Gece uykularını kaçıran anılarını

  • Babanı

  • Anneni

  • Kazanmak uğruna kaybettiklerini

  • Bile bile yaptığın hatalarını

  • Elinde olmadan yaşadığın en büyük kaybını (kayıplarını)

anlat.

Biliyorum her açılan yara gözükmez. Ve gözükmediği için tedavi edilmez. Tedavi edilmediği için bu yaraların sendeki izleri giderek büyür, aynı bedenindeki yaraların gibidir aslında. Tedavi edilmezse mikrop kaparlar, kangrenli hale gelirler… Ve gözünün feri, yaşamının neşesi parça parça gider…

Geç olmadan, daha da geç olmadan görülmeyen yaralarınla yüzleşmen ve tedavi etmek için aksiyona geçmen dileğiyle…

son eklenenler
bottom of page